İslamcı söylemin romanlarını tararken dikkatten kaçmayan çok önemli bir nokta da kapakların özenle tasarlanmasıdır. Özellikle, kapaktaki kızların alımlı yüzleri, kitabın içeriği ve kızın değişimi hakkında bilgi verecektir. Kapakların süslü kızlarla sunulmasının altında nasıl bir gerekçe aranmalı acaba? […] Kapak içinde yani romanda takvadan bahseden İslamcı yazarlar kapak dışına resmettikleri “Müslüman kız” imajıyla nasıl bir mesaj vermek istiyorlar ya da bu imaj acaba neyin göstergesidir?
Tarihsel olarak bilinçdışında yer alan “huri” imajının su yüzüne çıkması mı? Yoksa Müslümanların burjuva özlemlerinin bir sonucu mu? Şüphesiz her ikisi de doğrudur. Bir üçüncü neden olarak kapak kızları, yazarın arzusunun simgesidir de denebilir. Arzu kendini saklı olarak ortaya böyle çıkarıyor.
[…] Takva ve imajın karşıtlığına aldırış etmeyen İslamcı yazarlar, kafalarındaki kızları romanlarda terbiye ediyorlar. Ancak kafasındaki “huri”nin, yani kapak kızının terbiyesi bir imaja kurban gidiyor. Yazarın belleğinde sakladığı kız, bir fotomodel örneği gibidir. Kapaklardaki kızlar tamamen yazarın arzu ettiği bir burjuva tarzıdır. Bir yandan Kur’anla bağlılık öte yandan Allah adına güya bastırılan dünyevi hırsların, arzuların imajinatif kurgusunun çelişki olarak durması Türkiye’de Müslümanların ne kadar dinin içinde olduğu sorusuna yanıttır şüphesiz. […]
[…] İslami kaygılardan çok dünyevî ihtiraslara bürünen Müslümanların içine düştükleri yozlaşma sürecinin başlatıcısı oldu bu romanlar. Hidayet adına kaybedilen nice değerler. Kaldı ki tamamen Müslüman erkek yazarların birer fantezisi gibi okunabilir bu romanlar. Evde kadına hapis hayatı yaşatan erkekler hidayet adına takvadan olabilmekteler. Bu büyük çelişkiyi açıklamak için geniş çerçeveli bir sosyolojik araştırma yapmamız gerekir. […]
Kadınlar aslında kapaktan itibaren hem satışı etkiliyor hem de olayın bir nesnesi olarak görülüyor. Kadın hidayetin nesnesi konumundadır. Ya âşık olduğu erkek onun yola gelmesine vesile olur ya da başka bir şekilde olur bu. Şuna da dikkat çekelim bu arada. Aşk hep erkek içindir. Kadın âşık olur hep. Bu yolla hidayet kapısı da açılır. Bunu nasıl açıklamak lazım bilemiyorum. Müslüman yazarların açık saçık, ojeli kızlara takıntısı nereden kaynaklanıyor; bilinç dışında oluşan bu kadın imajı kitaplara yansımaktadır şüphesiz. Ve bu kadınlar en sonunda Müslüman olurlar. Erkeklere hayran kalırlar. Bu romanlarda mantık aranmaz çünkü […]
Bellekteki Huriler (İslamcı Popülist Kültüre Eleştirel Bakış), Ahmet Sait AKÇAY, Selis Kitaplar, 2006, ss. 47-50.