Usta ve Margarita


Usta ve Margarita
[Berlioz’un Tramvay hattında feci bir şekilde can verdiği günün akşamı]

…Ama yeter! Dikkatin dağılıyor, okur. Peşimden gel! Berlioz’un Patriarşiye’de hayatını kaybettiği akşam saat on buçukta, Griboyedov’un üst katında yalnızca bir odanın ışığı açıktı ve oturum için toplanmış, Mihail Aleksandroviç’i bekleyen on iki edebiyatçı bu odada işkence çekiyordu.

Sandalyelerde, masalarda, hatta Massolit yönetim odasındaki iki pencerenin eşiğine oturanlar ciddi ciddi havasızlıktan mustaripti. Tek bir taze esinti bile sızmıyordu açık pencerelerden içeri. Moskova gün içerisinde asfaltta biriktirdiği sıcağı geri veriyordu ve gecenin de rahatlama getirmeyeceği belliydi… s. 67.

[Varyete Tiyatrosu’nun müdürü Styopa Lihodeyev’in hâli]

Styopa Lihodeyev’e ertesi sabah şöyle derlerdi: “Styopa! Hemen şimdi kalkmazsan seni kurşuna dizecekler!”, Styopa zar zor işitilen yorgun bir sesle cevap verirdi: “Kurşuna dizin, canınız ne istiyorsa onu yapın ama kalkmıyorum!” s. 89.

[İsa’nın acı çekerek ölmesine dayanamayan Levi’nin Tanrıya şantaj dolu yakarışı]

Gözlerini açtığında tepede hiç bir şeyin değişmediğinden emin oldu, bir tek senturyonun göğsünde yanan benekler sönmüştü. İdam edilenlerin yüzleri Yerşalaim’e dönüktü, güneş ışınları sırtlarından vuruyordu.

Bunun üzerine Levi haykırdı:
-Lanet olsun sana, Tanrı!
Hırıltıyla bağırıp Tanrı’nın adaletsizliğinden emin olduğunu söylüyordu, artık ona inanmak niyetinde değildi.
-Sağırsın sen! diye böğürdü Levi. -Sağır olmasan beni işitir ve onu hemen öldürürdün.

Levi gözlerini yumup gökten üstüne düşecek ve kendini mahvedecek bir ateş bekledi. Bu olmadı ve Levi göz kapaklarını aralamadan gökyüzüne sivri ve gücendirici laflar bağırmaya devam etti. Büyük bir hayal kırıklığına uğradığını, başka tanrıların ve dinlerin de olduğunu haykırdı. Evet, başka Tanrı olsa buna izin vermezdi, İeşua gibi bir insanın güneşin altında kavrulmasına asla izin vermezdi. s. 225.

[Margarita beşinci boyutun sırlarına vâkıf oluyor (Veya acımasız Rus devriminin, acımasızca hicvedilmesi)]

Korovyev Margarita’nın hoşuna gitti, takırtılı gevezeliği sakinleştirici bir etki yaptı üzerinde.
-Hayır, -diye cevap verdi Margarita,- beni en çok şaşırtan, tüm bunların nereye sığdığı. -Elini havada gezdirip salonun uçsuz bucaksızlığının altını çizdi.

Korovyev tatlı tatlı tebessüm edince burun kenarındaki kırışıklıklarda gölgeler kıpırdandı.
-En basiti o! -diye cevap verdi.-Beşinci boyutu iyi bilenler için mekânı istenilen sınırlara kadar genişletmek çocuk oyuncağı. Hatta size şu kadarını söyleyeyim, saygıdeğer hanımefendi, bu sınırların nereye kadar uzandığını ancak şeytan bilir! Yeri gelmişken, -diye sürdürdü gevezeliği Korovyev,- öyle insanlar tanıdım ki, ne beşinci boyuttan haberleri vardı, ne de başka şeyden ama yine de içinde bulundukları mekânı genişletme adına inanılmaz mucizeler gerçekleştiriyorlardı. Mesela, bir Moskovalı, bana anlattıklarına göre, Zemlyanoy Val’da üç odalı bir daire alıp beşinci boyuta veya akla durgunluk veren benzeri şeylere başvurmadan odalardan birini bölmeyle tam ortadan ayırıp daireyi bir anda dört odalıya çevirmiş.

Bilahare bu daireyi Moskova’nın farklı semlerinde iki ayrı daireyle takas etmiş: Biri üç, diğeri iki odalı. Farkındaysanız beş etti. Üç odalıyı iki farklı iki odalıyla takas etmiş ve sizin de gördüğünüz üzere, altı oda sahibi olmuş, gerçi bu altı oda tüm Moskova’ya karmakarışık dağılmış vaziyetteymiş. Sonuncu ve en parlak numarasını gerçekleştirmeye hazırlanıyormuş: Gazeteye Moskova’nın çeşitli semtlerindeki altı odasını Zemlyanoy Val’de beş odalı bir daireyle değiştirmek istediğini bildiren bir ilan vermiş ama kendisine bağlı olmayan sebepler yüzünden iş yarım kalmış. Belki bir yerlerde odası vardır şimdi, ama sizi temin ederim, Moskova’da değil. Ne uyanıklar var, efendim, bir bilseniz, sizse beşinci boyutu yorumlamak istiyorsunuz.
s. 319.

[Rus bürokrasisinin anlam anahtarı]

-Evrak yoksa, insan da yok, -dedi Korovyev kendinden memnun.- s. 368.

Usta ve Margarita, Mihail Bulgakov (Çev.: Mustafa Kemal Yıldız), Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2019 (ilk basım 2018).

Yorum bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir